Herkese Merhabaaaa!
Hazırda blogum varmış ve ben varlığını dahi unutmuşum. 5 yıl önce falan açmıştım. O dönem Twitter'daki fenomenlerin çoğunun blogu vardı ben de özenmiştim shdjkf Kendime anonim hesap da açmıştım, atarlı giderli takılıyodum ama kimsenin haberi yoktu. Adım gibi biliyorum bir kişi açıp okumamıştır burayı. İyi ki de okumadı xdd (emoji yok napalım)
Şimdi, gelelim bendeki bu konuşma ihtiyacına. Artık bilmeyen kalmadı diye düşünüyorum, Ağustos ayından beri memleketim güzide Zımbındak'tayım (yeğenim böyle diyor) ve şubat tusuna hazırlanıyorum. Bu dönem benim için güzelliklerin yanında bir takım yarraklıklar da getirdi. Yani direkt küfürle başladık biliyorum ama nasıl ifade edebilirim...Ailemle 6 senedir bu kadar görüşememiştim, annemle aşk yaşıyoruz resmen, güzel oldu o açıdan. Kahvaltım falan kalktığım gibi önümde oluyor, böyle bebişçe bakılıyorum anlayacağınız. Kötü olan kısmı tabii ki ders çalışmak. Gelecek kaygısı vs. Sosyal hayattan soyutlanmak, anksiyete, obsesyon. KİLO ALMAK. ABVV oysa ki vermek için ne kadar uğraştım nankör siporum hemen sattın beni...
Sosyal medya bu dönemde en büyük oyalanma, kafa dağıtma yöntemim oldu. Bir de izlediğim sitcomları tekrar izlemek. Yeni bir şeyi kafam kaldırmıyor yemin ederim.
Burda neler konuşacağım derseniz, valla aklıma ne gelirse konuşmayı planlıyorum.
Örneğin bir insan neden sevme/sevilme ihtiyacı hisseder ve hayatı ona göre nasıl şekillenir, şekillenmeli midir? Aklıma bu geldi. Hem çok konuşan hem de çok hızlı konuşan biri olarak Allah ne verdiyse yazıyorum şu an shdjkf
Maneviyat bizi biz yapan şeylerden biri sanırım. Diğer yandan da kendimizi bulmaktan alıkoyan bir şey. Bir arkadaşımın çok sevdiğim bir tweeti vardı, alıntılıyorum:
"Tamam insan vücudu kusursuz ve eksiksiz olabilir ama insan ruhunun biraz noksan olduğu açık,yoksa niye başka gönüllerle bir olmaya çalışalım"
O kadar doğru bir tespit ki bu. Bence başımıza gelen her şeyi özetliyor. Ben bu aralar duygu detoksunda gibiyim, hiçbir şey hissetmiyorum, sanki geçmişte de hiçbir şey hissetmemiş gibi resetlenmiş durumdayım. Ama önceden bu duygusal boşluğu inanılmaz hissederdim. Dolduğunda da benim en büyük destekçim olurdu. Olmasa ne yapardım diye düşünürdüm. Oysa artık geçmişe, ya da başkalarının ilişkilerine baktığımda "öfffff baydı be" oluyorum. Sanırım yaş aldıkça benmerkezci olmaya başladım. Benim hayatım, benim mutluluğum, benim isteklerim, benim geleceğim vs vs... Geçmişteki enayiliklerim yüzünden mi böyle hissediyorum bilmiyorum. Aslında aşırı bir enayiliğim olmadı ama şu an birçok şeyi gereksiz buluyorum. Ne aptalmışım diyorum. Geçmişte verdiğim her taviz, karakterime hakaretmiş gibi geliyor. Şimdiki aklım olsa diyorum, asla ve asla aynı şeyleri yapmazdım. Bakalım istikrar reyiz bu dediklerini yutacak mı yoksa uygulayacak mı shdjkd
Ben hayatımın bu döneminde kendimi anlamanın, kendi hayatımı şekillendirmenin derdindeyim. Hangi şehirde yaşamak istiyorum? Nasıl bir kariyer istiyorum? vs sorularla dolu beynim. Ve şöyle bir durum var, hayatında biri olduğu zaman MUTLAKA ona göre şekilleniyorsun. Şekillenmeyen ninjadır. Proftur yani helal olsun ona.
Bu sıralar How i met izlediğim için biraz bahsetmek istiyorum. Ben hayatımda Ted kadar saçma ilişki kararları veren bir insan görmedim dicem ama gördüm maalesef gördüm shdjdfk Bu adamın aptal romantizmi, herkese she is the one muamelesi yapması, ona asla uygun olmayan insanları bulması, sonra da ühüeğğğ evlenemiyoomm diye ağlaması falan yani gerçek hayatta arkadaşım olsa duvara çarpardım bunu ben. Barney'le Marshall iyi sabretti onca sene.
Ben dizinin yayınlandığı zamanlar aynı Ted gibi davranıyordum. İçimde aptal bir romantik vardı ve yemin ederim her şeyde bir işaret arıyordum, hayatımın aşkını bulacaktım, her şey mükemmel olacaktı falan bu kafadaydım. Hatta bir kere beğendiğim biriyle üst geçitte karşılaşmıştım, bana bakmıştı falan ALLAHIM BULDUMMM BULDUM İŞTE TRUE LOVE falan olmuştum sdjfhjlhgdf. Günlerce facebookta bulmaya çalışmıştım. Sonra sanırım buldum ama işler hiç umduğum gibi olmadı.....Kendi evrim sürecimi bir anlatmaya başlasam bu yazı bitmez. Hem de daha ilk yazıdan aşırı uzun yazdım belki de çoğunuz sıkılıp gittiniz... Bugünlük bitiriyorum hepinize sevgiler (bir tane sevimli emoji)
Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Herkese Merhaba!
-
Merhabalar! Bugün izninizle Carrie Bradshaw’lığa soyunacağım. Bilmeyenler için kısaca açıklayayım: Dizimizin başrolü olan Carrie, bir gaz...
-
Merhabalar. Bugünkü yazımın konusu cinsiyet. Kadın olmak, erkek olmak, duygu ve düşüncelerimiz, hayata bakış açımız, benzerliklerimiz, farkl...
-
Merhaba! Söz verdiğim mükemmel bir içerikle sizlerleyim! Amerika seyahatimi tüm detaylarıyla anlatacağım! Her anını tekrar tekrar yaşamak ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder