Bu sefer arayı fazla uzun tutmadan, şööyle gelişigüzel bir şeyler yazmak istedim. Bakalım ortaya nasıl bir şey çıkacak, hep birlikte göreceğiz.
Havanın giderek güzelleştiği, bizimse bu güzellikten pek faydalanamayacak gibi durduğumuz günlere giriş yapmış bulunmaktayız. İyi ki geçen hafta bir Göcek kaçamağı yapmışım. Mayıs ayında Datça’ya gitmeyi planlıyordum; ama yalan oldu sanırım. Ağlayarak günlüğüme yazabilirim, hatta şu an öyle yapıyorum.
Ee, peki hayatımda neler yaşandı son zamanlarda? Neler iyi gitti, neler kötü gitti? Biraz da magazin. Öncelikle sokağa çıkma yasağının 19:00’a çekilip spor salonu ve dans gibi etkinliklerin kapatılmasıyla birlikte en sevdiğim iki aktivitem elimden alındı. Hiperaktif reis olduğum için evde sürekli dans ediyorum. Tutmayın küçük enişteyi. Tik Tok ve Reels’ta paylaşılan koreografi challenge’larını çalışıp kendimi videoya alıyorum. Bunlar beni bir süre idare eder gibi; ama nereye kadar böyle gidecek reis sıkılıyorum :(
Bizden uzmanlığını almış, şu an mecburi hizmetinde olan sevgili arkadaşım, geçen haftasonu için kendisine boşluk ayarlamıştı. Bir otel tatili teklifiyle gelince hemen kabul ettim tabii ki. 1 saat içinde rezervasyonumuzu yaptık. Böyle hızlı planların, hayata motive insanların hastasıyım. İnanın ki Ege’de ikâmet etsek bile, burnumuzun dibindeki yerlere gidecek insan bulamıyoruz. Beni biliyorsunuz, tek başına Amerika’ya gitmiş insanım. Yıllık iznimde de tek başıma Datça’ya ve Kaş’a gitmiştim. Tek olmakla ilgili bir problemim yok; ama paylaşımın da ayrı bir keyfi var. Hele ki kafalar bire bir uyuşuyorsa tadından yenmez. Hızlı ve etkili organizasyonumuz sayesinde üç günü dolu dolu geçirdik. Ben ödediğim paranın hakkını verdiğimi düşünüyorum. O kadar fazla yedim ve içtim ki, oteli zarara uğratmış bile olabilirim. Hava beklediğimiz gibi, fazla sıcak değildi; ama denize de havuza da girebildik. Otelin kendisine ait ayrı bir koyda beachi vardı, buraya otelin teknesiyle gidiliyordu. Beach dağların arasında kaldığı için rüzgâra maruz kalmadık. Böylece denizden çıktığımızda fazla üşümemiş olduk. Bir mayıs, haziran konforu olmasa da bence fena sayılmazdı. Zaten o kadar çok alkol tükettim ki, bir süre sonra üşüme hissi tamamen ortadan kalktı.
Sabahları 8’de kalkıp güne yogayla başladık. Aslında böyle bir niyetimiz yoktu, kendimizi tesadüfen yoga dersinde bulduk. Yeterince huzura kavuştuktan sonra tüm günü keyif pezevengi gibi geçirdik. Bütün restoranlarında patlayana kadar yedik, içtik. Otelin yemekleri gerçekten enfesti. How I Met Your Mother’ın son sezonunda Lily’nin sağ elini boş bırakmayan Linus gibi bir garson vardı, sağ olsun içkim biter bitmez hızlıca tazeliyordu hihihi. Otelden hiiç ayrılasım gelmedi hiiiçç. Son gün akşama kadar durduk zaten. Beni kazıyarak çıkardılar :(
Tatil dönüşü kendimi bir koşuşturmaca içinde buldum. Bir anda arabamı satmaya karar verdim. Arkadaşımın yüreklendirmesi sayesinde oldu; ama o bile bu kadar hızlı eyleme geçeceğimi tahmin etmemişti. 2 gün içinde müşteri buldum, alacağım arabayı buldum, satışı yaptım, alışı da yaptım. Böyle yazınca sanki her şey çok kolay ilerlemiş gibi göründü; ama elbette ki götüm çıktı stresten. Noter işi, trafik şube işi, belgeler, bilmem neler derken, bir de birlikte çalıştığımız hocamın da gergin bir tip olması nedeniyle ağlaya ağlaya geçirdim bu süreci. Neyse ki işlem dün tamamlandı. Bir aksilik çıkmazsa yarın arabamı alabileceğim. Bundan sonra da ağlayarak kredi ödeme süreci başlıyor hadi bakalım hahaha. Maşallah barekallah diyelim.
Maaşımın neredeyse yarısı krediye gidecek. Ama bunu düşünerek canımın sıkılmasını istemiyorum. Artık göze almam gereken bir durum olduğunu düşünüyorum. 3 yıldır maaş alıp kenara para atamamak da biraz şov yani. Bana böyle zoraki bir ödeme planı şart demek ki. Ben yine elimden geldiğince yiyip içme, gezme modumu sürdüreceğim. Bir şekilde denge kurmayı öğrenirim diye düşünüyorum.
Mayıs ayında pandemi servisinde görev yapacağım, yani off’lu çalışacağım. Açıkçası sevindiğim bir gelişme oldu. 3 aydır yoğun bir temponun içindeydim, biraz kafamı dinlemiş olacağım. Öncelikle evimi biraz düzenleyip yaz temizliğine girişeceğim. Kışlıkları kaldırıp yazlıkları çıkartacağım. Mutfak alışverişimi güzelce yapıp evde sağlıklı yemekler pişireceğim. Son altı aydır eski düzenimden uzaklaşmıştım. Geçen sene bu zamanlar kurduğum sistemi yeniden kuracağım. Dans, spor, müzik zaten hayatımın en güzel detayları. Bunlarla kapanma sürecini bir şekilde atlatırım diye düşünüyorum. Elbette ki alkol stoğumu yaptım. Zor günler için hazırım. Haydi bakalım, umarım her şey yolunda gider ve yaz mevsimini güzelce kucaklarız. Çok sevdiğim motivasyon cümlemle yazımı sonlandırıyorum: Haydi kara taşaklar! Kendinize iyi bakın!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder